Yapılan araştırmada Bursa’yı kirleten sanayi kuruluşu ya da firma ismi verilmezken, Nilüfer Çayı’nı kirletenlerin Bursa’nın tüm paydaşları olduğu ifade edildi. Söz konusu kirliliğin tarımın vahşi sulaması ile sanayinin su kuyuları ve endüstriyel atıklarına kadar tüm kesim tarafından kirletildiği ele alınırken, çözümün yine topyekûn mücadele ile başarılı olabileceği dile getirildi.
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, “Bursa eşi benzeri olmayan bir şehir. Kendi kendine yetebilir olması gereken Bursa, önündeki engeller nedeniyle bu görevini ifa edemiyor. Aort damarı ise Nilüfer Çayı diyebiliriz” diye konuştu.
BUSİAD Başkanı, “Bursa’nın yaşanmaz bir kent olmasına doğru hızla koşarken aort damarı dediğimiz Nilüfer Çayı artık oksijen alamaz durumda. Yani Bursa’nın aort damarı tıkanmış. Bu nedenle acil eylem planı oluşturulması zorunluluğu doğmuştur” dedi.
Küçükkayalar, “İçme suyu Barajları’nda su sağlayan Nilüfer Çayı, Bursa içinden geçerken kirlenmiş, denize akarken dördüncü sınıf su kalitesine düşmüştür. Bu ise, herkesin bildiği sırdır. BUSİAD olarak, bu sırrın ortaya çıkması için yaptığımız araştırmayı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu kirlilikten Bursa’da yaşayan herkesin sorumluluğu vardır. Sanayiden evsel atıklara kadar hepimiz kirleticiyiz. Tüm Bursa paydaşları olarak birbirimizi suçlamadan, topyekûn bu konuya eğilmek ve Nilüfer Çayı’nı kurtarmak zorundayız. Bu manzara, Evliya Çelebi’ni, “Bursa sudan ibarettir” söylemine yakışmamaktadır” ifadelerini kullandı.
Tarımsal Baskılar
BUSİAD, yaptığı araştırmada tarımsal baskılar adı altında açtığı başlığı, tarım sulaması, toz- toprak gibi etmenleri ele aldı.
Sanayi Baskıları
Endüstriyel kirliliğin, katı ya da sıvı halde deşarj edilmesi, yer altı suyu ya da çayın suyunun kullanılması olarak ele alındı. Bu başlığı açarken, Organize Sanayi Bölgelerinin suyu kirlettiği anlamının çıkarılmaması gerektiğini, OSB’ler haricinde kurulan plansız ve kaçak sanayiler, mahalle içerisinde oluşan küçük sanayilerinin de kirletici etmenler arasında olduğu dile getirildi.
Yerleşim Alanı Baskısı
Evsel atıklar, kapalı kanalizasyon sistemleri ile yönetiliyor denilirken, yetersiz kanalizasyon sistemleri, altyapı sonunda olması gereken arıtma tesislerinin olmaması ya da bazı parametrelerinin eksik olması olarak ele alındı.
Programın sonunda ‘Hidrolojik Döngü’ tarifi yapıldı. Denizlerden buharlaşan suyun yağmur suyu ile yer altı suyu oluşana kadarki süreci aktarıldı.
İmar Baskısı
Nilüfer Çayı yatakları üzerinde ciddi anlamda yapılaşmalar olduğu ve imar yönünde debinin zor geçtiği, taşkın riskinin yaşanabileceği alanların yerleşim yeri olduğu açıklandı.
Nilüfer Çayı ‘nın Kirlilik Durumu
Nilüfer Çayı birinci sınıf su kalitesi ile doğarken çok kirletilmiş yani dördüncü sınıf su kalitesine düştüğü vurgulandı.
Nilüfer Çayı’nın, Susurluk Çayı ile buluştuğu noktadan fotoğraf paylaşılan sunumda, temiz akan Susurluk Çayı’nın da buluşma noktasından sonra simsiyah aktığı görüldü.
24 adet izleme noktası bulunduğu belirtilen sumumda, Demirtaş, Balat ve Karacabey’de BUSİAD tarafından izleme noktasının tercih edildiği, alınan numuneler analiz edilmekten dahi uzak bir görünüm elde edildiği iletildi.
Numunelerin labaratuvar tetkikleri sonucuna bakıldığında ise, tüm parametrelerin olması gerekenden çok daha fazla kırmızı alarm verdiği paylaşıldı.
Oksijen yetersizliği nedeniyle Çay içerisinde balık yanda bitki gibi hiçbir canlının yaşayamacağı, toprağın tuzlanması nedeniyle tarım verimliliğinin ileri bir tarihte sıfıra ineceği, salgın hastalıklar yaşanabileceği göstergeleri paylaşıldı. Ayrıca Marmara’daki musilajın dahi Nilüfer Çayı’ndaki ağır metal yüklemiş bu kirliliğin neden olduğu, aynı sorunun yeraltı sularını da olumsuz etkilediği görüşü iletildi.
Programın sonunda ise BUSİAD’ın çözüm önerileri paylaşıldı.
HABER MERKEZİ




