Bu köşeden Bursa Çimento ve öncelikle Kestel hemen ardından da tüm Bursa’nın sağlığının hiçe sayılması hakkında pek çok yazı okudunuz.
Geçtiğimiz günlerde de Bursa Büyükşehir Belediyesi Encümeninden Bursa Çimentonun inşaat faaliyeti süren tesisi ile ilgili bir yürütmeyi durdurma kararı çıktığını duyurmuştuk.
Meseleyi biraz detaylandıralım, zira şehrin doğusu yetmemiş olacak ki, batı taraflarında da gözü var aynı iştirakin…
Bursa Çimento, geçtiğimiz günlerde iki gün üst üste Kamuyu Aydınlatma Platformu bildirimi yaptı. İlk bildirim, 1 Ekim 2025 tarihinde Bursa Büyükşehir Belediyesi Encümeni tarafından ruhsat başvurusunun reddedilmesini konu alıyordu.
Açıklama şöyle; “Fabrikamızın GSM ruhsatı ile ilgili Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne yapmış olduğumuz güncelleme başvurusu; fabrikamızın 1969 yılından beri faaliyette olmasına, son teknoloji ile dizayn edilen ve çevreci bir yatırım olan modernizasyon hattımıza ait tüm inşaat ruhsatlarının tam ve eksiksiz olmasına ve mevzuatın aradığı tüm gerekliliklerin yerine getirilmiş olmasına rağmen, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından güncellenmemiş olup, konuya ilişkin encümen kararı bugün (01.10.2025 tarihinde) tarafımıza tebliğ edilmiştir. Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bu uygulamaya karşı yasal yollara müracaat edilecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur”
İşin aslını da Bursa Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcüsü Yücel Akbulut’a sordum.
Aldığım bilgiler ışığında konuyu şöyle özetlemek mümkün; Bursa Çimento, 1967 yılında kurulduktan sonra işletme ruhsatını 1973 yılında alıyor ve bu tarihin ardından adres değişikliği, unvan değişikliği gibi konular dışında bir başvurusu bulunmuyor.
Yeni tesis yapmak için girişimlerde bulunuluyor, ÇED Raporu almaya çalışılıyor, ancak na mümkün…
Sonra bahsettiğimiz bu modernizasyon konusu geliyor gündeme. Yeni tesis modernizasyon için kuruluyor deniyor. Doğru da, modern bir tesis yapılan. Modernizasyonla gelen 3 kata kadar yükselen bir kapasite artışı da işin bonusu elbette.
Tesisin açılması için geçtiğimiz günlerde açıklamasını uzun uzun yaptığım Gayri Sıhhi Müessese ruhsatının alınması gerekiyor. Bunun alınabilmesi için de ÇED raporu lazım. Arada iki kez ek süre isteniyor. Sonuçta, yapı ruhsatları, kullanım izinleri ve projelerin eksikliği nedeniyle işlemler tamamlanamadığından, 12 Ağustos 2025’te dolan süreye istinaden, ilgili yönetmeliğin 21. Maddesi gereği işletmenin faaliyetleri ruhsat eksiklikleri giderilinceye kadar durduruluyor!
Bursa Büyükşehir Belediye Encümeni’ne getirilen konu oybirliği ile kabul edilerek ruhsat güncellemesi reddediliyor.
Bursa Çimento yürütmenin durdurulması ve iptali davası açılıyor. Ertesi gün jet hızıyla yürütme durduruluyor!
Yürütmeyi durdurma kararlarının bir türlü alınamaması nedeniyle Bursa’nın ne tarım alanlarına ne işgaller yapılıyor da geri dönülmez yaralar açılıyor bu şehre…
Yargının bazı yerlerde böylesine hızlı işlemesi tam da bu sebeple gözlerimi yaşartıyor…
Bursa Büyükşehir Belediyesi konuyla ilgili üzerine düşeni yapmış, bundan sonra da üzerlerine düşeni yapacaklarını, mevzu hakkında görüşlerinin net olduğunu söylüyor Akbulut. Ancak anlaşılan o ki, üzerine düşeni yapan başka eller de var…
Kestel’de durum bir süre daha bu biçim devam edecek gibi görünüyor.
Kararlar, karşı kararlar, yürütmeyi durdurmalar…
Haa… Bir babayiğit çıkar da; ‘Bu nedir kardeşim, yazık değil mi bu şehre?’ derse o başka…
İşin daha da ilginç bir yanı var…
Mesele Kestel açısından muamma iken, başka bir muamma da Gemlik’te açılmaya çalışılıyor…
Geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması düzenleyen, Gemlik Kent Konseyi Başkanı Sedat Akkuş; “Bursa Çimento Fabrikası A.Ş.’nin, Gemlik Feyziye Mahallesi’nde 10,80 hektarlık alanda marn ocağı açmak için Çevresel Etki Değerlendirmesi başvurusunda bulunduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.
Söz konusu alan ilçemizin en önemli tarım alanlarına ev sahipliği yapan Hamidiye köyü ve Fevziye köyümüzün arasında bulunmaktadır. Bu alanda patlama yöntemiyle yapılacak üretim, hem köy halkının yaşam kalitesine hem de doğaya büyük zararlar verecektir. Açılmak istenen bu maden ocağı; orman niteliğindeki alanda binlerce ağacın kesilmesine, bölgenin doğal dengesinin ve ekosisteminin tahrip edilmesine, zeytin ağaçlarımızın verimsizleşmesine, yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızın ciddi şekilde zarar görmesine yol açacaktır” diyor.
Alın size bir Kestel vakası daha…
Küçük bir açıklama; ‘marn’ çimento üretiminde kullanılan bir hammadde. Dolayısıyla yeni Kestel’imiz Gemlik olabilir…
Benim bildiğim çimento fabrikaları tarım arazilerinden, yerleşim bölgelerinden fersah fersah uzaklara yapılır. Ben bu temel bilgi ışığında, bu cüzi aklımla fikir beyanlarıma devam edeceğim, Bursa’nın vekillerini, ileri gelenlerini, sivil toplum kuruluşlarını da benzeri fikir beyanları ile konuyu irdelemeye davet ediyorum…
