Eylül ayı içerisinde düzenlenen bir toplantı ile duyurulmuştu Uludağ Üniversitesi’nin faaliyetlerini daha nitelikli hale getirmek için akıllı kampüs modeline geçtiği.
Aynı kapsamda öğrenci ve personel güvenliği ile kampüs düzenini sağlamak amacıyla HGS Park sistemi de devreye alınmıştı.
Amaç Türkiye’nin en kalabalık 26’ıncı kampüsü olan üniversite içerisinde bir yandan güvenlik ve düzeni sağlamak, diğer yandan da HGS sisteminden elde edilecek gelirle ihtiyaç sahibi öğrencilere burs vermek ve araştırma altyapısını güçlendirmekti.
Sistemin lansmanı sırasında konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Ferudun Yılmaz konuyu açıklarken; “Kampüsümüzde düzensiz park çok yaygın, dolayısıyla buna bir çözüm getirmek istiyoruz. Nüfusun artışına bağlı olarak buradaki nüfusun fazla olduğunu tahmin ediyoruz HGS sistemiyle bu sayıyı kesin olarak öğrenmiş olacağız. Trafik akışını daha sağlıklı hale getireceğiz ve muhtemel kazalarla ilgili çözünürlüğü yüksek görüntü elde edeceğiz. Bir yandan da kampüsteki en büyük sorun olan güvenlik sorununa bir çözüm üretmiş olacağız” cümlelerini kurmuştu.
Tüm bunları aldık, kabul ettik…
Açık planda yapılmış olan, içerisinde bir hastane de bulunduran üniversiteye giriş çıkışların bir biçimde kontrol altına alınması meselesi gerçekten de mühim. Getirilen HGS sistemli park işinden elde edilecek gelirle yapılmak istenenler de çok kıymetli.
Fakat burada küçük bir mağduriyet yaşanıyor son günlerde…
Bir kez daha altını çizelim, kampüsün içinde bir üniversite hastanesi var. Dolayısıyla hastaneye tedavilerini olmak için haftada birkaç gün gelen ve uzun saatler kalan kanser hastaları, diyaliz hastaları da benzeri uygulamaya dahil olunca, ortaya çıkan otopark ücretleri belleri büküyor.
Tahmin edersiniz ki, Üniversite hastanesinde tedavi olmayı tercih eden hastaların büyük bölümü dar gelirli, onlar için otoparka verilen ücretler bir servet boyutunda. Hele hele bu paraların haftada birkaç gün ödendiği düşünüldüğünde işin içinden çıkmaz zor.
Burada hastalara ve hasta yakınlarına getirilen, aylık abonman çözümü dahi düşük emekli aylıklarıyla geçinmeye çalışan bu kesimi yoruyor…
Fikir şahane, uygulama çok yerinde, fakat içinde dar gelirli, hastanede uzun saatler tedavi görenlere yönelik bir kolaylık içermesi önemli.
Aksi halde hastanede tedavi gören ve pek çoğu hareket etmekte zorlanan hastaların, onlara refakat etmesi gereken hasta yakınlarının çözümsüz kalması vicdanlara sığmaz.
Yeni bir uygulamaya başlarken gözden kaçak bu küçük, ama önemli ayrıntının en kısa zamanda çözüme kavuşacağını düşünüyorum. Bunun dışında bir uygulama Bursa Uludağ Üniversitesi’ne yakışmaz…
****
Yenişehir’de sahipsiz hayvanların kaderi değişiyor
Yeni çıkan ve adı ‘Hayvanları Koruma Kanunu’ olmasına rağmen içinde hayvanları korumaya yönelik çok az madde barındıran kanun değişikliği sonrasında malumunuz ‘Sokak hayvanı olmaz, sokaklarda hayvan olamaz’ denilerek yaşam alanlarından toplanan sahipsiz hayvanları ne yapacağımız konusu uzun süre belediyeleri meşgul etmişti.

İşin sonunda vahşi ve iç karartıcı çözümler üretenleri de gördük, çaresizlikle ne yapacağını düşünenleri de…
Mesele şöyle ilerledi; kanun sahipsiz hayvanların sokaklardan toplanmasını emretti, hayvanları toplamamakta direnen belediyeler ciddi para cezaları ile cezalandırıldı. Sokaklardan toplanan hayvanların bakımları ve kısırlaştırmaları yapıldı, ancak geri bırakılmaları yine kanun gereği mümkün değildi. Sokaktan belediyelerin barınaklarına alınan hayvanların buradan çıkmalarının iki yolu vardı; sahiplenilmek ya da bu dünyadan göçüp gitmek…

İşi ajite etmek değil amacım, olanı olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum…
Bizdeki hayvan sahiplendirmelerinin ne kadar yavaş olduğunu, bu iş için belediyelere müracaatların ne kadar az olduğunu tahmin edersiniz. Hal böyle olunca yeni kanun sayesinde zaten belirli sayıda hayvanı barındırabilecek olan hayvanların kısırlaştırma ve tedavilerinden sonra doğal yaşam alanlarına bırakılması yöntemi için tasarlanmış olan belediye barınakları kısa süre içinde doldu. Çıkış yok, sokaklarda sahipsiz hayvan çok olunca çaresizlik de beraberinde geldi…

Bu gelişmelerin ışığında aslında veteriner hekimlerin karşı durdukları Doğal Yaşam Alanları kötünün iyisi bir çözüm olarak çıktı karşımıza, zira kötü olan hayvanların canice katledilmesiydi…
Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel sahipsiz hayvanların bakımları konusunda çok önemli bir adım attı. Yenişehir Hayvan Bakımevi ve Doğal Yaşam Alanı Projesinin ihalesi tamamlandı, temeli atıldı ve çalışmalar başladı. Proje 13 dönüm arazi üzerine kurulacak ve 2 bin 820 metrekare kapalı alana sahip olacak. Yeşil alanlar, müşahede alanı, köpek yaşam alanı tedavi ve ameliyat birimleri gibi bölümlerle tam bir tesisten bahsediyoruz.

Aynı zamanda Akdere Mahallesinde bir doğal yaşam alanı daha yapılıyor. İlk etabı 10 dönümden oluşan projenin bitmiş hali 38 dönüm olarak düşünülüyor.
Böylece Yenişehir’de sahipsiz hayvanların kaderine terk edilmesi geleneği de son bulacak…
Bu da günün güzel haberi olarak dursun köşemizde…




