Yasemin Güler
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bursa
  4. Kaçaktır! Mühürleyebilecek misiniz?

Kaçaktır! Mühürleyebilecek misiniz?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bundan 4 yıl kadar önceydi CHP Kestel İlçe örgütü ile birlikte Kestel İlçesi Soğuksu mevkiine giderek o dönem yapılması planlanan ‘İleri Teknoloji Sanayi Bölgesi’nin yerini inceleyişimiz. Biz gittiğimizde soğan ekili olan tarlaların üzerinde kısa süre içinde 332,44 hektarlık alana yayılan bir sanayi bölgesi kurulacak olması gerçeği tüyler ürpertici gelmişti bana. 

Yolumuzun üzerinde ileri bir noktayı işaret ederek, ‘Biz itirazlarımızı yapıyoruz, ama öylesine iddialı ve korkusuzlar ki, şuraya sanayi bölgesinin yönetim binasını yapacaklarmış. Oraya kadar belirlemişler’ diyordu örgütten bir isim.

Konuyla ilgili ilk çıkışı da bana verdiği özel röportajda dönemin Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır yapmış, ‘Kestel’in ortasında kalan birinci sanayi bölgesini de buraya taşıyacağımızın garantisini almadan bu projeye müsaade etmem’ demişti. 

Bu sözler Tanır’ın AK Parti’deki siyasi hayatına mal oldu o dönemde. 

Çünkü emir büyük yerdendi, BTSO Yönetim Kurulu üyelerinin kurduğu bir kooperatif eliyle 21 sanayi bölgesi olan Bursa’ya bir sanayi bölgesi daha eklenmek isteniyordu. 

O günden bu yana konuyla ilgili pek çok açıklama yapıldı, bir araya gelerek kamuoyu oluşturmak isteyen sivil toplum kuruluşları seslerini duyurmak için çırpındı. Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ile TMMOB İKK projeye yönelik şikayetlerini dile getirip dava sürecine gittiler. Mimarlar Odası Bursa Şubesi bu davaların paydaşı oldu. 

Şehre karşı vicdan yükü taşıyan herkes konunun karşısında durdu hasılı kelam…

İlk olarak Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme’den almıştım haberi. Soğuksu İleri Teknoloji Sanayi Bölgesine yönelik açtıkları davada haklı bulunmuşlardı. Yargı planın iptaline karar vermişti. 

“Bu planın dayanağı olan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin ilgili maddeleri Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş. Yasal zemin ortadan kalkmışken, plan itirazları reddedilmiş ve uygulamaya sokulmuş. Planın dayanağı kalmamıştır” deniliyordu kararda. 

Bugün de İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin davasında karar açıklandı. Bir basın toplantısı ile kararı duyuran Başkan Serdar Atilla Erdem kararı şöyle okudu; 

“Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi sebebiyle yasal dayanağı kalmayan davaya konu planlarda hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varıldığından dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir”

Adaletin tecellisini yürekten kutluyorum, fakat aynı karar Ağustos ayının ortalarında ŞPO Bursa Şubesinin açtığı davada da verilmişti. Buna rağmen bölgedeki altyapı çalışmaları durmadığı gibi daha da hızlandı sanki. Bir yanda istinat duvarları yükseldi, bir yanda fabrika inşaatlarının yapılması için alanlar neredeyse hazır hale getirildi…

Atilla Erdem; dava açmadan önce konudan sorumlu Kestel Belediyesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve Bursa Valiliğine müracaatta bulunduklarını, ancak cevap alamadıklarını belirtiyor. 

Zaten düğüm de tam olarak burada başlıyor…

İlgili tüm kurumları yargının verdiği karar çerçevesinde hareket etmeye davet eden Erdem’e tam olarak ne yapılması gerektiğini sordum. 

“Yargının verdiği karar gereği bundan sonra bölgeye bir çivi dahi çakılamaz, burada kaçak yapılaşma vardır. Dolayısıyla tüm bölge mühürlenmeli, inşaat araçlarının giriş çıkışı engellenmeli, inşaat süreci durdurulmalıdır” yanıtını aldım. 

Kendisini bu şehirden sorumlu hissedenler kamuoyu oluşturdu, itirazlar yapıldı, davalar açıldı, sonunda tek ve kati konuşmacı olan yargı da sözünü söylemeye başladı. Bu kez adaletin kestiği parmağın acımayacağı noktaya gelecek miyiz bilinmez, yargının süreçleri uzun, yolları çetrefilli. Üstelik davalar, itirazlar, üst mahkemeler devam ederken burada kocaman bir sanayi bölgesi kurulur mu? 

Doğrusunu söylemek gerekirse sanayi bölgesinin kurucuları bu durumdan öylesine eminler ki, ‘Bu davalar bitene kadar biz sanayi bölgesini çoktan kurmuş oluruz’ diyorlarmış kulağıma gelen bilgilere göre…

Emsalleri mevcut, neden olmasın…

Oluşacak böylesi bir zararın önüne geçmek için yapılması gerekenler de belli aslında. 

Serdar Atilla Erdem’in sözünden alıntılayarak; “Maalesef şehrimizde sanayi vizyonu sanayi üretimi yerine sanayi arsası üretimine dönmüştür” cümlesine dikkat çekmek istiyorum. 

Bursa’ya daha geniş vizyonlar lazım, bu şehre o kapıları mühürleyebilecek irade lazım…

 

Kaçaktır! Mühürleyebilecek misiniz?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir